Evet elbette şaşırmadık, bütün eller havada..
Toplumda müthiş bir adalet özlemi..
Peki gerçekten de öyle mi, şimdi kendimizi test etme zamanı..
Hadi başlayalım..
Burası Türkiye, Türk Zekasının anavatanı..
Burada herkes her şeyin en iyisini, en güzelini, en doğrusunu ister, arzular.. Çünkü hakkıdır..
Bu isteklerin olması için ise sadece istemek ve beklemek gerekir.. Bu yeterlidir..
Burası ah şu siyasetçiler deyip, onları seçip, sonra beğenmeyenlerin öz vatanıdır.
Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma..
Hep bilindik ve herkesin yine adalet gibi çok istediği, önemli ama sıradan bir şey..
Genelleyince böyle cümleleri, o kalabalık içinde herkes saklayabiliyor kendini..
Peki o kalabalık içinde tek tek yüzümüze ışık tutarlarsa..
Bu yazıda tam da onu yapacağız..
Yazı bitmeye doğru kalkan eller inecek, sonra birbirimize bakacağız ve sonra yine hep birlikte ellerimizi kaldıracağız.. Çünkü kalabalıkta saklanacağız..
Kendimizi kandırmaya devam edeceğiz, istemek ile yapmak, istemek ile başarmak, istemek ile başlamak ve istemek ile bitirmek yerine istemek ile izlemek türevlerini kendimizde göreceğiz..
Işığı yüzümüze tutmaya başlayalım, kalabalıkta gizlenen iç sesimiz ortaya çıksın.. Öyle önem sırasına göre, büyükten küçüğe göre değil, aklıma geldikçe yazacağım.. Işık kimin yüzüne vuruyorsa, lütfen elini indirsin.. İnsan kendini kandıramaz.. Onun için lütfen kendinizi kandırmak için uğraş vermeyin, hızlıca elinizi indirin..
3-2-1
Vergi kaçırmayacağım. Eyvah çok hızlı bir giriş oldu sanırım. Tamam tamam tekrar kaldırın :)
Torpil istemeyeceğim.. Torpil yapmayacağım..
Rüşvet vermeyeceğim.. Rüşvet istemeyeceğim..
Elimdeki gücü, makamı, şahsi çıkarım için kullanmayacağım..
Hırsızlık yapmayacağım..
Hakime savcıya baskı yapmayacağım, araya adam koymayacağım, cezam neyse razı olacağım..
İnsanları kandırmayacağım.. Kötü malı iyi diye satmayacağım..
Süte su, işe yalan katmayacağım.. Param yok iken var, var iken yok demeyeceğim..
Şu gün öderim dediğimde o gün ödeyeceğim, mağdur etmeyeceğim..
Tarlalar arsa olsun benimki bi başka olsun diye, kırk yere kapı çalmayacağım..
Ekmediğim tarlama mazot desteği istemeyeceğim..
Ürettiğim ürünü doğru beyan edeceğim..
TOKİ’ye amca oğlunun adıyla başvurmayacağım..
Makine alıyorum diye kredi çekip, araba almayacağım, dolar almayacağım..
Evde işte yaşarken komşularımı rahatsız etmeyeceğim..
Sokağa çöp atmayacağım..
Kaldırıma araç park etmeyeceğim..
Durun durun bir dakika..
Onlarca madde yazacağımı sanıyorsunuz değil mi, ya da bunların adaletle ne alakası mı var diyorsunuz, bu ben değil, bu da ben değil, sıra bana ne zaman gelecek diye bekliyorsunuz değil mi..
Ya da sıra size gelince, elinizi hala havada tutarak radara yakalanmamış şoförler kadar mutlu oluyorsunuz..
Sizce gerek var mı..
Bence yok..
Çünkü bir kaç el inince ne oluyor biliyor musunuz, insan kendini önce değerli hissetmeye başlıyor, ellerin sayısı arttıkça da aptal.. Ellerin indiğini görünce insan, direnme gücünü yitiriyor.. İyi olmaya çalışanın inancı azalıyor.. O birkaç el inmeye başlayınca aslında her şey bitiyor.. Çünkü 1 kötü 10 iyiyi alıp götürüyor.. Kötü çok hızlı bulaşıyor.. Daha da ilginç olanı, iyi susmayı, kötü haykırmayı tercih ediyor.. Bir ilginç olan şey daha.. İlk elini indirenler de aramızdaki en dürüst olanlar oluyor.. Yani hem dürüst, ama hem de zaafları olanlar.. Hayır hayır ben kendimi asla kandıramam, kendime yalan söyleyemem diyenler..
Eller indikçe önce kendini değerli, biraz sonra aptal hissetmeye başlayan insan, ellerin inmeye devam ettiğini görünce rahatlıyor, içini tarif edemediği bir huzur kaplıyor, kötüler içinde yalnız olmamanın verdiği huzur.. Kalabalıkta kaybolmanın getirdiği huzur..
Peki ne zaman kazanacağız.. Ne zaman ellerimiz hiç inmeyecek..
Önce bu yazının içine kendimizi koyduğumuz zaman..
Bu maddeleri okurken, insanlar birbirlerinin gözlerinin içine bakacak, ben indirmiyorum elimi, sen de indirme diyecek, gözler yaşaracak, gözler konuşacak. İnsanlar birbirine inanacak, güvenecek ve değil on, değil yirmi, yüz yirmi madde dahi saysanız o eller inmeyecek..
İşte o zaman adalet gelecek..
Adalet, iyi olmanın her zaman kazanacağına inanıldığı zaman gelecek..
İyiler kazanacak..
Ve kötüler.. Onlar, saklanacak delik arayacak..
Kimse ya adalet gelirse diye korkmayacak..