Dünya ölçeğinde bir enflasyon herkesin malumu.. Başta enerji ve hammadde fiyatlarındaki artışlara dayalı enflasyon, sonra da üretim miktarlarının azalması ve arz/talep uyuşmazlığına bağlı enflasyon.. Bu ikisi üst üste gelince bütün dünyada bir enflasyon furyası başlamış durumda..

Türkiye enflasyona karşı dirençli, aşılı, şerbetli olduğu için yeni normallere hızlıca ayak uydurabilme yetisine sahip. Keşke böyle olmasa ama, bizim tüccarımız enflasyonlu ortamda iş yapmayı seviyor. Hâl böyle olunca da fiyatlar alıp başını gidiyor.

Türkiye’deki enflasyona yukarıda saydıklarımızın (üretim maliyetleri ve arz/talep dengesizliği) dışında bir başka şey daha etken oluyor.. Fırsatçılık..

Konuya dönecek olur isek, ortalama bir konutun bugün brüt m2 maliyeti niteliğine göre 10.000 TL – 13.000 TL / m2 arasında değişiyor. Çok lüks konutlarda bu rakam daha da yukarı gidebiliyor. Bu maliyete arsa maliyeti de dahil değil. Arsa Maliyeti / Toplam Maliyet oranı şehir çeperlerinde yahut Anadolu’da %30-%40 bantlarında, İstanbul Bağdat Caddesi ve civarında ise bu oran %75-80’ler mertebesinde.. Arsa maliyeti şehirler için büyük problem ve bu noktada TOKİ, arsa almayı sağlayacak bir kampanya da başlatmış durumda..

Arsa maliyeti de göz önüne alındığında düşük nitelikte brüt 100 m2 bir dairenin maliyeti 1.500.000 TL mertebesinde. Devlet bu maliyetin %40’ını kendi karşılıyor ve 100 m2 brüt daireyi 850.000 TL fiyat ile %10 peşinat ve 240 ay vadede ödemek sureti ile veriyor.

TOKİ taksitleri Ocak ve Temmuz aylarında güncellenecek ve artışlar memur maaş artışlarını geçmeyecek. Peki ne diyor bir kısım ? Ödeyeceğiniz aylık taksitler işin sonunda 100 bin TL olacak, 500 bin TL olacak, doğru mu ? Belki evet, ama ödenebilir mi, o da evet.

Gönül ister ki ülke böyle bir kampanyaya hiç gerek duymasın, herkesin zaten evi olmuş olsun, ama şu anki imkânlarla devlet büyük bir maliyeti kendi karşılıyor. Hem arsasını ücretsiz veriyor, hem de inşaat maliyetinin neredeyse yarısını üstleniyor.

Bu konuyu bir tablo ile açıklama gereği duydum. Ev taksiti / maaş değişmeyeceği hatta belki de azalacağı için insanlar akın akın bu kampanyaya dahil olmak istiyorlar, başvuruyorlar, bunu düşük gelirli, düşük eğitimli insanımız anlıyor, ama siyasetçi ekonomist profesörlerimiz maalesef anlayamıyor. Doğru işe doğru demek diyebilmek gerekli..