Şimdi sizlere, kamu ihalelerindeki teknik bir detaydan dolayı kamunun uğradığı zarardan bahsedeceğim..
Yazı biraz uzun olacak (belki video ile anlatmak daha doğru), ama ülkenin kaynakları basit bir düzenleme eksikliği yüzünden nasıl gidiyor, anlamakta fayda var..
İşin özü kazan-kazan fikrine dayanıyor.
Başlayalım..
Özellikle anahtar teslim ihalelerde, istekliler devletin açmış olduğu yapım işi ihalesinin dosyalarını inceliyor ve işin tümünü örneğin 100 TL’ye yapacağım diyor.
Sözleşme imza ediliyor. İşe başlanıyor. İşin ihale aşamasında kamuda görevli personel, kimi zaman iş yoğunluğundan, kimi zaman yeterli teknik bilgisi olmadığından, kimi zaman da, işine gerekli önemi, hassasiyeti ve zamanı ayırmadığından, projeleri yeterince inceleyemiyor.
Proje firmaları da genellikle işleri ihale ile aldığı için, en düşük fiyatı vermek adına, ciddi bir rekabete giriyor. Böyle olunca da ihale edilen projelerde çok ciddi hatalar yer alabiliyor..
Devam edelim..
İşi alan istekli firma sözleşmeyi imzalıyor ve işin artık yüklenicisi oluyor. Bu noktadan sonra o işe bakan, mevzuata hakim, yetkin ve deneyimli şirket çalışanları (teknik müdür, şantiye şefi, proje müdürü vb.) projeyi hem teknik yönleri ile hem de mali finans yönleri ile incelemeye başlıyor.
Teknik olarak hatalı olan, yapılması düzeltilmesi zaruri olan tüm işler not alınıyor. Sonra her imalatın metrajı, bütçesi, ihalede yapılan hazırlığa göre daha hassas bir şekilde yeniden yapılarak tüm iş, kalem kalem bütçelendiriliyor. Hangi işi yapınca kaç para alacağını, hangi imalattan kar, hangi imalattan zarar ettiğini, kendisine verilen ödeme cetvellerinden bakıp detaylandırıyor.
Tam da mesele burada netleşiyor..
Konuyu burada seçeneklere ayıracağım..
1-) Yüklenici firma, o imalattan zarar ediyor ve projede o imalat hatalı, yahut yapılmasına gerek yok, yahut farklı ve daha ucuz bir imalat yapılması gerekiyor ya da teknik olarak yapılabiliyor. Örneğin statik projede temel kalınlığı 100 cm fazla yazılmış, teknik olarak öyle bir uygulama yapılmasına gerek yok, müteahhit de o demir beton kalıp işinden zarar ediyor. Bu durumda kazan- kazan ilkesi çalışıyor. Yüklenici durumu idareye bildiriyor. Bu imalatın bu şekilde yapılmasını gerek yok, boşuna bize para ödemeyin diyor. Böylece hem devlet o fazla imalatı yapmamış oluyor, hem de yüklenici, o işi yapsaydı uğrayacağı zarara uğramamış oluyor. Bu sürekli olan bir durum. Bu tarafta sorun yok. Süreç çalışıyor, çünkü kazan-kazan ilkesi çalışıyor.
2-) Bu sefer ki örnekte ise, firma, projesi fazla beton ile çizilmiş imalattan para kazanıyor. Aynı örnekten devam edecek olur isek, statik projede temel kalınlığı 100 cm fazla yazılmış, teknik olarak böyle bir uygulama yapılmasına gerek yok. İşte tam burada olan oluyor. Yüklenici bu fazla demir betonu görmezden geliyor. Çünkü bu imalatı yaptığında para kazanıyor ve projesinde de onaylı olarak kendisine yap diye verilmiş, teknik bir zararı da yok. Peki niye yapıyor, niye devlete, yahu bu imalatı yapmayalım boşuna yapıyoruz demiyor ? Çünkü devlet o imalatın yapımından vazgeçtiğinde firmanın karını da alıyor, karı azalıyor, kendisine o karı vermiyor. Yüklenici de, bu işi yapmazsam karım azalacak, o zaman hiç idareye söylemeyeyim, yapayım diyor.
Niye böyle oluyor ?
Kazan-Kazan ilkesi benimsenmiyor.
Basit bir düzenleme ile böyle durumların olduğu yerlerde, yükleniciye karını örneğin %3 eksilterek verse kamu ciddi tasarruf edebilir.
Örneklendirelim..
Tablodaki örnekte, bir yüklenici ilk projesinde 420 milyona mal ettiği kaba yapıyı 60 milyon kar ile 480 milyona kamuya yapıyor.
Ancak yüklenici projenin gereksiz demir ve beton ile dolu olduğunu fark ediyor ve revize proje çiziyor.
Buna göre iş azaldığı için devlet kendisinden 42.250.000 TL para kesiyor. Ancak bu durumda, firmanın karı yeni maliyetlere göre 53 milyona düşüyor. Firma da 7 milyon karı azaldığı için bu değişikliği idareye önermiyor. Aynısını yapıp geçiyor.
Oysa firmaya karını örneğin %3 azaltarak 58.2 milyon olacak şekilde verseydi, kamu da daha az demir ve betonla işi yapacağı için 37.050.000 TL tasarruf edecekti. Firma da daha az sermaye ve risk ile neredeyse aynı kara ulaşabilecekti. Karlılığı artmış olacaktı. Yani kazan-kazan..
Rakamlar, oranlar, örnekler sadece olayı anlatabilmek için.. Üzerinde farklı çalışmalar da yapılabilir, seçenekler mevcut, yeter ki işin özünü anlayabilelim..
Özelikle statik, çelik, zemin ıslah ve kazı iksa projelerinde bu konuya sıklıkla rastlanılıyor.
Şu an ki durumda benzer örneklerde, yüklenici karım gitmesin diye projeyi olduğu gibi revize etmeden sözleşmedeki gibi yapıyor ve devletin, hepimizin hatalı projeden kaynaklı parası da gereksiz yere israf edilmiş oluyor.
Bununla ilgili gerekli düzenleme yapılır ise, ben inanıyorum ki kamuya çok ciddi geri dönüşler olacaktır. Devlet bu işlerden ciddi tasarruf edecektir.
