Evet. Hiç sekmeden tüm oylarımı verdiğim Ak Parti’ye ve Sn. Erdoğan’a son güncel eleştirimi, bu cümlelerle yapmış olayım.
Tarihe not düşelim..
Terazinin ARTI tarafında bunlar var;
– Ak Parti ilk kurulduğu günlerde özellikle, insan hakları ve özgürlükler alanında yapılan bir çok iyileştirme önemliydi. Ülkeye yeni bir ruh ve heyecan gelmişti. İnsanlar inançlarını, düşüncelerini, kimliklerini artık gizleme gereği duymuyor.
– Sonra yine bu dönemde, asker, yargı, medya gücünün siyasete olan etkisinin azaltılması,
– Yine gezi zekalılara, fetöye, pkkya, suç çetelerine karşı yapılan müdahaleler,
– Bunlar bir çok hükümetin değil yapmaya, düşünmeye dahi cesaret edemediği şeylerdi.
– Ayasofya’nın yeniden cami olarak hizmete açılması, Taksim’e cami yapılması, başörtüsünün tüm kamuda sorun olmaktan çıkması gibi, ruhumuzu okşayan şeyleri de yine Ak Parti dönemi ile yaşadık.
– Özellikle savunma sanayinde atılan adımlar, gençlerin bu alana olan ilgisi, özgüvenimizi çok yukarıya çıkardı.
– Deprem, kentsel dönüşüm gibi konularda çok gayret verildi, Türkiye’de 20 yılda, 80 yılda yapılan kadar konut yapıldı, konutların %50’si Ak Parti döneminde yapıldı.
– Enerji alanında ciddi yatırımlar yapıldı, yapılmaya devam ediyor.
– Belki de dünyanın en iyi E-Devlet uygulaması hayata geçirildi.
– Bağımsız dış politika ve çok eksenli dış politika konusunda fazlaca yol alındı.
– Sağlık alanında çok kapsamlı reformlar yapıldı. Hastaneler yenilendi.
– Ülkenin başta ulaşım ve enerji olmak üzere alt yapısına çok büyük yatırımlar yapıldı. Kalkınmanın öncü adımları böylece atılmış oldu. Neredeyse ülkenin tüm kamu binaları yeniden yapıldı. Bakanlıklar, valilikler, hükümet konakları, belediye binaları.
20 yıl, dile kolay, saymakla elbette bitmez, ama şöyle hızlıca bir baktığımda aklımda en çok yer edenler bunlar..
Gelelim terazinin EKSİ tarafına;
– İlk dönem özelleştirmelerde özellikle bazı özelleştirmeler gerçekten satış bedeli yönü ile can acıttı.
– Yap işlet devret modeli ihaleleri benimsemekle birlikte süreçler şeffaf yürümedi, neye mal oldu, hangi şartla ihale oldu, devlet ne verecek, ne alacak, 1 liralık iş niye 10 liraya bitti, daha uyguna bitemez miydi soruları hep kafalarda soru işareti olarak kaldı.
– Siyasetin finansmanı meselesi eskiden de sorundu, bu dönemde daha da büyük bir sorun olarak karşımıza çıktı. Partiler üstü bir mesele olarak siyaset yapan kuruluşların finansman bulma noktasında çeşitli yollara başvurması, hepimizin malumu.
– Siyaset genel manada hizmet üretme yeri değil, zengin olma yeri olarak benimsendi. Halk bunu böyle görüyor, böyle anlıyor. Hizmet değil, yatırım aracı. Kendini bu işlere vakfedenler yok mu var. Ama genel olarak durum böyle.
– Bundan 40 yıl önceki lise mezununun bilgisi, bu gün ki üniversite mezunu bilgisinden daha çok dersem, sanırım çok abartmamış olurum. Eğitimde kalite düştü. Okullar yenilendi, ama kafalar yenilenemedi. Eski kendini bu işe vakfeden öğretmenlerin akademisyenlerin yerini, TİKTOK öğretmenleri aldı. Devlet öğretmenler konusunda seçici olamadı.
– Akademik yayınlarda dünyanın çok gerisinde kaldık. Türkiye bu alanlardaki ilerlemesi, diğer alanların gerisinde kaldı.
– Eğitim müfredatında doğru sistemi bir türlü bulamadık. Doğru öğretim yöntemini oturtamadık. Ortalamada 40 matematik sorusundan 8 tanesini yapabiliyoruz. 12 yıl İngilizce öğrenip, İngilizce konuşamıyoruz.
– Eğitim öğretim kısmının eğitim tarafını iyice unuttuk. Özellikle ilk yaşlarda, çocukların eğitimi, hayata katılımı ile ilgili çok çok daha iyi konu başlıkları seçilebilirdi. 20 yıl bir nesil yetiştirmek için, çok iyi bir zaman.
– Ahlak olarak çok geri gittik. Epey çok, en büyük eleştirim buna. İslam’a en çok bu dönemde zarar verdik. Müslümanlar olarak bizler dinimizi bu kadar kötü yaşayınca, insanlar, deist oldu, ateist oldu.
– Devlet, ahlak bozan yayınları, uygulamaları denetleyemedi, denetlemedi. Başta RTÜK ve DİYANET olmak üzere bu konuda çok çok suçluyuz diyebilirim.
– Lgbt konusu gibi önemli konularda bile RADİKAL kararlar almakta, Rusya kadar Çin kadar olamıyoruz, çekiniyoruz, zorlanıyoruz, gecikiyoruz.
– Ticarette ahlak olarak da geri gittik. 2002’den daha kötüyüz bu noktada dersem, yine abartmış olmam sanırım.
– Rüşvet, adam kayırma, torpil, görevi kötüye kullanma gibi suçlar, devlet ile vatandaşı arasında maalesef bir “iletişim dili” oldu. Eskiden de var olan şey, büyüyen ekonomi ile daha da arttı. Rakamlar büyüdü.
– Yargı ilgili yeni yeni binalar yaptık. Ama süreçler çok uzuyor. İcra dosyalarının ilk derece mahkeme süresi 2022 istatistikleri ile 1000 güne kadar dayandı.
– Hukuk sistemini insanlar inşa ediyor. Ama insanların inşa ettiği, yazdığı kanunlar, vicdanlar ile örtüşmüyor. 30 suç kaydı olan kişi sokakta geziyor. Sonra, yine yakalanıyor, 30 suç kaydı ile yine tutuksuz yargılanıyor. Biri bir başkasının suçsuz yere canını alıyor, biz o kişiyi vergilerimizle cezaevinde besliyoruz.
– Geç gelen ya da gelemeyen adalet yüzünden, insanlar haklarını ya aramıyor, ya da başka yollara başvuruyor.
– Siyaset sorunları çözmeye odaklanmaya devam etmeli, geçmişteki motivasyonu son dönemde göremediğimizi söylemem gerek.
– Son dönemde çözümün umudu olmanın getirisi, çözümün kendisi olmanın getirisinden daha çok sanırım. Yaparsa Ak Parti yapar söylemi, siyasetçinin beynine işlemiş durumda.. O umudu sürekli diri tutmak istiyorlar, hizmeti sınırlı taksitle veriyorlar, 10 işten 1 tanesi yapıp, onu da süsleyip, bak Ak parti yaptı, yine oy verin kalanları da yapacağız fikrini pompalıyorlar, bu siyaset aklından çıkıp, süratle hizmet siyasetinde tekrar eskisi gibi yarışır olmak gerekiyor.
– Birikmiş çok basit 5-10 satırla, kanunla düzelecek meseleler, sorunlar bir türlü düzelemiyor. İnsanlar, toplum geriliyor.
Milli gelirimiz arttı, zenginleştik söylemi sürekli diri tutuluyor. Yeni şeyler söylemek gerekiyor. Evet milli gelir arttı, ama zaten tüm dünyada da arttı. 20 yıl önce de G20 de 20. sıradaydık. Şimdi de 20. sıradayız. 20 yıl önce, dünyadaki ticaret %’miz ile şimdiki çok farklı değil. 20 yıl önceki dünyadaki ihracat payımız ile şimdiki yine çok farklı değil. Bu büyülü söylemi artık tekrar etmek fayda vermiyor.
Özet;
– Yola çıktığımız Ak Parti şu an yok.
– Metal yorgunluğu var.
– Kanda birikmiş toksinler vücuttan atılamıyor.
– İlk başlarda tartıda artılar fazlaydı.
– Şimdi son 3-5 yıl içinde tartıda eksiler fazla.
– Kümülatif olarak bakmak gerektiğinde ise, oy verirken şu son dönemde, Ak Partiye bakarak değil, rakibe bakarak oy verme sürecine geçtiğimi söylemem gerek.
– Sn. Erdoğan’ı ise Ak Parti’den ayrı olarak gönlümde konumlandırmaya devam ediyorum. Umarız bizleri üzmez. Üzmeyecektir. Buna inanıyoruz.
– Ak Parti ilkeler değil, lider partisi olarak sanırım ömrünü sonlandıracak. Böyle olmaması için gerekenler yapılmıyor.
– Adalet, Ahlak, Eğitim temel sorunlarımız.